Uyanınca El, Ayak ve Vücudunuzda Kına Lekesi Ne Anlama Geliyor?

Uyanınca El, Ayak ve Vücudunuzda Kına Lekesi Ne Anlama Geliyor?

  • 15 Nisan 2019

Sevgili Medyum Recep Kaplan takipcileri

Son günlerde birçok takipcimizden uyandığımızda elimizde ayağımızda ve vücudumuzun çeşitli yerlerinde kına izleri görüyoruz bunun sebebi nedir? diye sorular geliyor. 

Öncelikle Kına nedir? Kınanın faydaları nelerdir? Hangi rahatsızlıklarda faydalıdır? bu konularda bilgi vermek istiyorum.

Türk İslam Kültüründe Kına

Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed (S.A.V.) in Dedesi Hazreti İbrahim Peygamber’in oğlu Hazreti İsmail’i Allah’a kurban edeceği sırada, Allah (c.c.) tarafından İsmail’in yerine kınalı bir koç gönderilir ve bu kınalı koçun kurban edilmesini ister. Hazreti İbrahim oğlunu kurban için süslediği gibi gelen koçun da süslenmiş, boyanmış olmasından dolayı kurbanlıkların süslenmesi ve başlarına kırmızı boya sürülmesi gelenek haline gelmiştir.

Türk inanç sisteminde kına adanmış olmanın işareti olarak görülür. ve bu nedenle Türk kültüründe kına üç şey için yakılır.

Kurban edilecek hayvana (Allah’a adandığı için)
Asker adaylarına (kendilerini vatanlarına adamaları için)
Evliliğe aday gençlere (kendilerini ailelerine adamaları için)
Günümüzde kurbanlık hayvanlara kına yakılması çok fazla devam ettirilmese de asker adaylarına ve kına gecelerinde kına yakılması devam ettirilen bir gelenektir. Hatta eskiden askere gidecek olanlara kına yakılır ve Kınalı Kuzu derlerdi bu konuyla ilgili sayısız hikaye ve şiirler mevcuttur. 

Kına Geceleri


Türklerde kına gecesi sadece gelinler için ve düğünden genellikle bir iki gün önce yapılır. Bölgesel olarak küçük farklılıklar gösterse de kına geceleri genelde benzer biçimde kutlanır. Kına gecesi yapmak bir zorunluluk değildir tabii ki; ancak geleneksel bir ritüel olduğu için birçok gelin için evlenmeden önce kına gecesi yapılır.

Kına Gecesi Gelenekleri:

– Kına gecesinden önce birtakım hazırlıklar yapılır. Kına alınır ve misafirlere verilmek üzere küçük, renkli keselere konur. Mumlar, mendilller vb. malzemeler, misafirlere ikram edilecek çerez ve içecek gibi ikramlar hazırlanılır.

Kına geceleri hem mutluluğu hem de hüznü içinde barındıran bir seremonidir. Gelin evlenmeden önce ailesi, arkadaş ve yakınlarıyla bir araya gelip eğlendiği için mutlu; ancak ailesinden ve evinden ayrıldığı için hüzünlüdür.

Geleneksel kına gecesi gelinin ailesinin ya da yakınlarından birinin evinde ya da bahçesinde yapılır. Kına gecesine sadece kadınlar davet edilir. Düğüne davet edilen herkes kına gecesine davet edilmez. Daha çok gelinin yakın kız arkadaşları, akrabaları ve damadın ailesindeki bazı kadın akrabalar davet edilir. Son yıllarda düğün gibi büyük salonlarda daha kalabalık gruplarla kına geceleri yapanlar olsa da geleneksel olanı evde olandır.

Geleneksel Kıyafet “Bindallı”

Gelinlerin kına gecesinde giydikleri elbiseye “bindallı” adı  verilir. Kına gecesinde gelinin bindallı giymesi bir gelenektir. En çok kırmızı rengi tercih edilen bindallının farklı renkte olanları da vardır. Genelde iki parçadan oluşan bu elbisenin üste giyilen kısmı işlemelidir. Bazı gelinler bindallıyı tamamlayan taç vb. bazı saç aksesuarları da kullanırlar.

Kına Yakma Ritüeli


Misafirler geldikten sonra gelin salonun ortasına bir sandalyeye oturtulur ve başına kırmızı bir örtü örtülür. Gelinin arkadaş ve yakınları da ellerine mum tabağı alarak sıraya girerler. Gelinin kız kardeşi ya da en yakın arkadaşı kına tepsisi ile en önde yer alır. Daha sonra ışıklar kapatılır ve geleneksel kına türküleri eşliğinde kızlar, önde kına taşıyanı takip ederek salona girerler ve gelinin etrafında bir çember oluştururlar.

Kına gecelerinin en vazgeçilmez ritüeli kına yakılacağı sırada  “Yüksek Yüksek Tepeler” adlı halk türküsünün söylenmesidir. Bu türküyü herkes bilir ve her kına gecesinde söylenir. Anne ve kızın ayrılışını anlatan bu türkü oldukça duygusal olduğundan kına gecelerinde bu türkü söylendiği sırada gelin ve annesi ağlayabilir.

   Daha sonra kına yakma seremonisine geçilir. Bu seremonide kına taşıyan kişi gelinin yanına oturur ve kına yakacak kişi çağırılır. Kınayı ailede yaşca büyük kadınlardan biri ya da gelinin kayınvalisi yakar. Kına yakılırken kayınvalidenin gelinin avucuna altın koyması bir gelenektir. Videoda da izlediğiniz gibi biri “Gelin elini açmıyor.” diyerek kayınvalidiye bunu hatırlatır.

Kına yakacak kişi tepside hazırlanmış kınadan bir miktar alır ve altınla birlikte gelinin avucunun ortasına koyar. Daha sonra kınanın üstü dekoratif bir mendil ya da kumaşla kapatılır, çünkü kınanın renginin çıkması için bir müddet beklemek gereklidir. Genellikle gecenin sonuna kadar kına gelinin avcunda kalır ve gecenin sonunda ya da sabah kına suyla yıkanır. Kına ne kadar çok kalırsa rengi o kadar koyu olur. Kına yakma işlemi bittikten sonra damat çağırılır. Videoda da izlediğiniz gibi damat gelinin kırmızı duvağını açarak gelini tebrik eder ve daha sonra karşılıklı oynarlar. Damat sadece bu süre içinde kına gecesinde bulunur ve daha sonra genellikle ayrılır.

Bazı kına gecelerinde geline birlikte damada da kına yakılır. Anadolu’da bazı yerlerde gelinin kınasından erkek evine de gönderilir ve erkeğin serçe parmağına kına yakılır. Bazı yerlerde de gelin ve damada aynı anda kına yakılır. Türkiye’de damada kına yakılması yöresel farklılık göstermektedir.

Gelinin kınası yakıldıktan sonra küçük keselerde hazırlanmış kınalar gelen misafirlere dağıtılır. Kına gecelerinde çok fazla ikram olmaz. Kınanın dağıtılmasından sonra misafirlere genellikle kuruyemiş ve içecek vb. ikramlar yapılır.

Türklerde bir gelenek halinde belirli günlerde kullanılan kınanın bilmediğiniz faydalarını sizler için sıraladık. Tırnaktan saç bakımına, baş ağrısından psikolojik rahatsızlıklara kadar birçok alanda kınadan faydalanabilirsiniz. İşte kına hakkında bilmediğiniz detaylar…

Arabistan'da yetişen kına ağacının yapraklarının kurutulması ile elde edilen bir tozdur. Eski çağlardan itibaren kadınların süs amaçlı kullandığı bu toz, ülkemizde yeni evlenen kızların kına gecelerinin vazgeçilmez bir parçası haline gelmiştir. Boyadığı dokuya kızıl bir renk veren kına tozu. Siyah ve yeşil kına olmak üzere iki tipte bulunmaktadır. Yeşil kına gerçekte saf değil, boya karıştırılarak yapılmış bir üründür.


Kına neden yakılır? Kına gecesi geleneği nereden geldi? 


Evlenecek çiftlerin ellerine kına yakması olayı, eski bir Anadolu geleneğidir. Kınanın eşleri bir ömür boyu aşklarının devamını sağlamak amacı ile yapıldığını söylemektedir. Ayrıca evlenecek çiftleri nazardan ve kötülüklerden koruduğu da söylenmekte. Hem gelinin hem de misafirlerin ellerine yakılarak, evliliğin bir anlamda kutlanması ve kutsanması sağlanmaktadır.

Kınanın bilinmeyen faydaları
Kına ağacı, Akdeniz ve Orta Doğu’da yetişen ufak bir ağaçtır. Kına ağacının yaprakları cildi, saçları, elbiseleri ve deriyi boyadığı için yüzyıllardır kullanılmaktadır. Kına diğer boyalar gibi kimyasal içermez. Kına gecelerimizin vazgeçilmezi olan kınanın faydaları nelerdir?

Ağrı Kesicidir
Her hangi bir nedenden oluşan ağrıya karşı kına doğal bir ağrı kesicidir. Ağrıyan bölgeye kına uygulandığı zaman ağrının hafiflemesini sağlar. Kına yanık yaralarına da faydalıdır. Ağrıyı azalttığı için yanıkların daha hızlı iyileşmesini sağlar. 

Cilt Yaralarına İyi Gelir
Eski Mısır zamanında kına, boyamak amacının yanı sıra cilt hastalıkları tedavilerinde de kullanılırdı. Açık yaraların, mikrop kapanmasını engellediği ve güneş yanıklarına iyi geliyor.

Saçları Güçlendirir
Kına, saçların ışıldamasını, güçlenmesini ve saç derisini sağlıklı bir hale gelmesini sağlıyor. Kına yakıldıktan 1 saat sonra temizlendiği zaman saçların ışıldadığı kolayca görülebiliyor

Ayak kokusuna engeller
Kına ayakta bulunan mantarı temizler. Bununla da kalmaz ayak kokusunu giderir. Ayaktaki yara ve çıban gibi hastalıkları iyileştirir. Ayaklardaki yorgunluğu alır

Saçları Uzatır
Hardal yağı ile kaynatılan kına yaprakları düzenli olarak saça sürüldüğü zaman saçınızın uzamasını hızlandırıyor

Baş Ağrısına İyi Gelir
Kına yapraklarının baş ağrısına iyi geldiğine dair bir ünü de bulunmaktadır. Kına yaprağını ve sirke ile hazırlanan karışım başa sürüldüğünde baş ağrısını gideriyor.

Tırnaklara Faydalıdır
Özellikle çatlama eğiliminde olan tırnakları tedavi eder. Kına lapa halindeyken tırnaklara uygulandığında kırılma eğilimi gösteren tırnak yapısının ortadan kaldırılmasını sağlayabilir. Hakiki kına ve yağ karışımı kullandığınızda alacağınız verim artacaktır

Karaciğere İyi Gelir
Sağlık açısından son derece faydalı bir bitki olan kına kabuğu karaciğere faydalı bitkiler arasındadır. Kına bitkisi kabuğu sarılık hastalığına da iyi gelip, tedavisinde kullanılmaktadır

Ağız İltihabına İyi Gelir
Ağızda gargara yapıldığında dildeki ve ağız boşluğundaki iltihapları kurutmaktadır.

Psikolojiye İyi Gelir
Kınanın kendine has bir kokusu vardır. Bir çeşit anti-depresan görevi görür. Merkezi sinir sistemi için bu çok faydalıdır. Çünkü kınanın kokusu sinirler üzerinde olumlu etki bırakır. Bu da sinirlerin gevşemesine ve rahatlamasına yardımcı olur.

Sivilce ve Akne Tedavisinde Kullanılır
Kına sivilce ve akne tedavisinde kullanılmaktadır. Ayrıca diğer deri hastalıklarında da kullanılır.

Uyuz Hastalığında Kullanılır
Hayvanlar ile çok fazla temas edildiğinde ortaya çıkan uyuz bir deri hastalığıdır. Buna karşın kına çok etkili bir tedavi yöntemidir. Uyuz hastalığından etkilenen bölüme lapa halinde sürüldüğünde tüm sorunların ortadan kalkmasına yardımcı olacaktır.

Böcek Kovucudur
Kınanın bir diğer özelliği de iyi bir böcek savar olmasıdır

Kına yetişkinler tarafında saç ve deri için kullanıldığında güvenli görünmektedir. Kına kişinin sağlık koşullarına da bağlı olarak deride kızarma, döküntü, şişme, yanma ve kabarcık gibi sorunlara neden olabilir.

Hassas bir ciltte alerjiye neden olabilir
Solunum yollarında alerjiye neden olabilmektedir. Hırıltı, öksürme ve astım hastalıklarında nefes darlığı gibi bir çok yan etkisi görülmektedir.

Kınanın yutulması halinde acil tıbbi müdahale gereklidir. Hamilelik ve emzirme döneminde ağızdan kına alınması kesinlikle sakıncalıdır. Düşüğe bile sebebiyet verebilmektedir.

Çocuklarda ve bebeklerde bazı cilt hastalıklarına neden olabilir bu yüzden çocuklarda kullanılması tavsiye edilmemektedir.

Kına Nasıl Yakılır?


Toz halindeki kına, yeşil renktedir. Bu tozdan gereği kadar alınıp suda hamur gibi yoğurulur. Sonra ele, kola saça v.b sürülür. En az bir saat bekletilir. Sonra çıkarılıp kına konulan yer soğuk su ile yıkanarak temizlenir. Cildinizde ne kadar kalacağı kınanın cinsine göre değişir. Ortalama süresi ise iki haftadır. Kına ile boyama işine "Kına Yakmak" denmektedir. Yaktığınız kınanın iyi gözükmesini ve derinizde uzun süreli kalmasını istiyorsanız. Sürülecek derinin iyice yıkandığından ve yağdan arındığından emin olmalısınız.

Kına Nerde Yetişir?

Kına Afrika ve Uzakdoğu kökenli bir bitkidir. Hindistan , Malezya ,Sri Lanka gibi ülkelerde bolca üretimi yapılır.

Kınanın saymakla bitiremeyeceğimiz bir çok faydası ve bir çok kullanım yeri vardır. son dönemlerde kına kullanımı azalmakta ve gelinlik kızlara veya askere giden gençlerimize kına yakma adeti ne yazıkkli unutulmaktadır. Kına yakmanın faydalı olduğunun bir kanıtı da Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in kullanmasından anlayabiliriz. Çünkü onun bize emanet ettiği sünnetlerinin herbiri bizim için hayır kapısıdır.

KINANIN ŞİFASI
1 ) Sıtma: Kına, kına ağacı, içindeki minerallerin zenginliği ile sıtmanın ilacıdır­. Kına, kına ağacı­nın kabuğu öğütülüp kuru üzüm ve balla tatlanlandırılarak yenmeye devam edilir­. Kına, kına unu soğuk bal şerbetine katılıp içilmeye devam edilir­. 
2 ) Vücuda kuvvet verici: Kına, kına unu, polen, ısırgan tohumu ile beraber macun yapılıp yenmeye devam edilir­. 
3 ) Ağrı kesici: Kına, kına kabuğu, Selvi kozalağıyla beraber kaynatılıp balla tatlanlandırılarak içilir­. 
4 ) Ateş düşürücü: Kına, kına unu, sirkeyle karıştırılıp içilir­. Vücut pansuman yapılır­.
5 ) İştah açıcı: İçeriğindeki Ki­nin Acı olduğu için iştah açar. Kaynatılıp içilir­. 
6 ) Grip, öksürük: Kına kabuğu, tarçın ve kekikle beraber kaynatılıp balla tatlanlandırılarak içilmeye devam edilir­. 
7 ) Tansiyon düşürücü: Kına, kına unu soğuk bal şerbetine katılıp içilmeye devam edilir­. 
8 ) Kalp ritimleri­ni düzenleyici: Kına, kına unu soğuk bal şerbetine katılıp içilmeye devam edilir­. 
9 ) Tifo: Kına unu, sıcak bal şerbetine katılıp içilmeye devam edilir­. 
10)  Kan yapıcı: 100 gr. Toz Kına, 300 gr. Ezilmiş kara üzüm, 300 gr. Bal karıştırılıp 1 ‘er tatlı kaşığı yenir­.

· Kına Saf doğal bir üründür.
· Kepeği önler, Parlaklık verir, Doğal Yumuşatıcı, Anti-alerjik
· Isıyı dağıtır, sinirlerin yatışması ve sakinleşmesine yardımcı olur.
· Boya saçın dış yüzeyini kaplar ve zamanla saç kendi rengine dönüşür.
· Saça doğal bir parlaklık verir.
· Vücut sistemine zararsızdır ve deriyi tahriş etmez.
· Saça nitelik ve hayat verir.
· Saçı iyi bir şekilde yumuşatır ve sağlıklı bir hale getirir.
· Saç gövdesini korur ve saça dolgunluk verir.
· Beyaz saçları %100 kapatır.

Kına Nasıl Kullanılır?

Guatır hastalığının tedavisinde kınayı kullanacaksanız mayalanmış hamur ,kına ve tereyağını eşit miktarda karıştırıp bir bez yardımıyla guatır bölgesine bağlarsanız şifalı olur.
Kınayı egzamalarda kullanacaksanız tereyağı (tuzsuz olmasına dikkat edin) ile kınayı karıştırıp egzamalara sürmelisiniz.
Kına yanıklara da iyi gelmektedir. yanık tedavisinde kullanmak için kınayı kaynatmak gerekmektedir. Kınayı kaynattıktan sonra yanıklara sürmek iyi gelmektedir.
Ağız içi yaraları için yine kınayı kaynatıp sıcakken ağzımızı kına ile gargara yaparsak bu yaralara (aft, pamuçuk) iyi gelir.
Kınayı taş ve kum düşürme ,bağırsak iltihabı ,idarar yolları enfeksiyonu mide rahatsızlıkları için kullanabiliriz. Bu hastalıkların tedavisinde kına kullanacaksak kaynatıp suyunu içmeliyiz.

Şimdi gelelim takipcilerimizden gelen sorunun cevabını vermeye

Uyanınca Elde Kına Lekesi Görmek Ne Anlama Gelir?

Uyandıktan sonra; bir anda ortaya çıkan “elde (zaman zaman da ayakta) kına görülmesi” hadisesi son yıllarda sıkça arttı. Kına lekesinin yanı sıra ellerde kına kokusuna benzer bir koku da hissedilebilmektedir. Bu konuda Dini yönden yada Tıbbi olarak bir bilgi bulunmamakla birlikte durum iki şekilde açıklanabiliyor. İlki rüya sırasında ruhun kısmen bedenden ayrılması, farklı alemlere gitmesi ki uyanınca tekrar hızlı bir şekilde vücuda dönmektedir. İkincisi ise bunun bir çeşit mantar rahatsızlığı (Tinea Nigra) olduğu ve iyi temizlenmeyen ellerde ortaya çıktığı gerçeği, kimilerine göre ise karaciğerdeki kısmi harabiyet sonucu ortaya çıkabilen sararma.

Öte yandan elleri kınalı uyananlara melekler yahut cinler tarafından yapıldığı da sıkça söyleniyor. İslam dinine göre ve bilimsel olarak konuyu aydınlatmaya çalışan görüşler mevcut.  Cinlerle nikahlanmanın veya temiz kalpli oluşunuzun bir işareti olarak dilden dile yayılıyor. Hatta eskiler Cinler seni düğününe davet ediyorlar eline kına yakıyorlar yada Melekler seni korumak için eline işaret koyuyorlar diye söylentilerde mevcuttur.

Ama bunların hiçbiri kesin bilgi değildir. Fakat ben yıllardır bu konularla ilgili (ilmi havvas ilmi ledün gizli ilimler  cinler alemi) ile ilgili araştırma ve çalışmalar yapıyorum Uyanınca elde ve vücutta kına lekelerinin oluşması ile Cnlerin yada Ruhun bedenden çıkıp geri bedene hızla dönüş yapmasının elde ayakta ve vücutta her hangi bir lekeye sebep vermez. Ben bugüne kadar cin musallatına maruz kalan binlerce kişiyi tedavi ettim Cin Musallatında sadece elde ayakta vücutta kına lekesi gibi lekeler olmaz bu konuyu cinler bölümünde detaylıca izah ettim.

Kınayla alakalı Hadis-i Şerifler de mevcuttur: “Ebu Nuaym ve Bezzar’dan nakille Peygamber Efendimiz tüm Müslümanlara şöyle seslenmektedir, ‘Kına yakın. Zira güzelliğinizi, gençliğinizi ve nikah sevginizi arttırır.’, Yine “Deylemî’den nakille Resûl-ü Ekrem (s.a.v): ‘İlk kına yakan İbrahim Peygamber’dir. Siyahla ilk boyanan da Firavundur.'” der.

Rüyada Kına Görmek ne anlama gelir Rüyada Kına Anlamı için Tıklayınız...

Peygamber Efendimiz’in Sünnetlerinden Kına

Peygamber Efendimiz (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem)in kına sünnetini ihya etmekten ve kınanın faydalarından bahsedeceğiz. Yine Peygamber Efendimiz (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) bizzat kendilerinin saç ve sakal -ı şeriflerini kınalamış olup olmadıklarını anlatan rivayetleri ve kına ile alakalı meseleleri aktarmaya gayret edeceğiz.

Muteber hadis kaynaklarımızdan anlaşıldığı üzere, Asrı Saadet döneminde saç ve sakal boyası olarak kullanılan maddenin, genellikle kına olduğu ifade edilmektedir. Ketem adında bir bitkinin kökü ile kına karıştırılarak sarı veya kızıl rengi andıran bir boya maddesi de imal edilmiş, saç ve sakal boyası olarak kullanılmıştır.

Arapça ‘da Hınna Türkçe ifadesiyle KINA: Kına ağacıgillerden Arabistan’da yetişen bitki ve bu ağacın yapraklarından elde edilen, el ve saç boyamakta kullanılan toz. Yaprakları ve gövdesi itibarı ile nar ağacına benzemektedir.

Ayrıca kına ile erkekler saç ve sakallarını, kadınlar ise saçlarını ve ellerini boyarlar. Kına sade olarak kullanıldığı gibi çivit otundan imal edilen toz ile karıştırılarak da kullanılmaktadır. Turuncuya çalan kızılımsı hoş bir rengi vardır. Eski medeniyetlerde süslenmek ve güzel görünmek için kullanılan kına, Peygamberimiz (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) tarafından tıbbî amaçlı olarak kullanılmış ve tavsiye edilmiştir.

Kına serinletici, rutubet verici, kurutucu ve yapışkanlık özelliğine sahiptir. Bu sebeple Peygamber Efendimiz (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) hem tedavi amaçlı, hem de sağlık ve sıhhati korumak için kullanılmasını tavsiye etmiştir.

Kınanın faydalarını şöyle sıralayabiliriz. Kına baş ağrılarına, ağız içi yaralarına, sivilce, çıban, ateş yanığına, cilt, saç, sakal ve tırnak sağlına faydalı olduğu söylenmektedir.

Nitekim Peygamber Efendimiz (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) başı ağrıdığı zaman, başını kına ile kaplamış ve şöyle buyurmuşlardır: “Kına, Allah’ın izni ile baş ağrısına faydalıdır.”

Tirmizi’nin naklettiği bir hadiste: “Her ne zaman Peygamberimiz (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) yaralanır veya vücuduna diken batsa, yaranın üzerine veya dikenin battığı yere, mutlaka kına koyarlardı.”

Buhari’nin Tarihinde, Ebu Davud’un Süneninde naklettiği bir rivayette: “Peygamber efendimiz (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) baş ağrısı çekenlere hacamat olmalarını, ayak hastalıkları olanlara da kına yakmalarını tavsiye etmişlerdir.”

Saç, Sakal, El Ve Ayakları Kınalamak
Peygamber Efendimiz (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) terbiyesi ile meşgul olduğu müslüman toplumun kendine özgü, onları başkalarından ayıran ve davranışlarını belirleyen, bir iç, birde dış karaktere sahip olmalarını istemiştir. Saç-sakal ve kılık-kıyafetleriyle başka dinlerin mensuplarını aynen taklit etmekten, onlara benzemekten sakındırmış ve müslümanlara bağımsız bir kimlik ve kişilik kazandırmıştır.

İslam dininden önce Yahudi ve Hristiyanlar güzel görünmenin, süslenmenin ve saç-sakal boyamanın kendi inançlarıyla uyuşmadığını düşünürlerdi. Bu nedenle saç ve sakalları kınalamaktan kaçınırlardı. Bu durum üzerine:  “Peygamber Efendimiz (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) Yahudi ve Hristiyanlar saç sakallarını kınalamazlar,  siz onlara muhalefet ediniz, (saç sakal bakımına özen gösteriniz eğer boyanacak durumda ise kına ile boyayınız)” buyurdu.

Nitekim bir hadîs-i şerîfte şöyle buyrulmaktadır. “Mekke’nin fethi günü Hazreti Ebû Bekir’in (Radiyallâhu Anh) yaşlı babası Ebû Kuhafe’nin saçlarının çiçekler gibi beyazladığını gören Peygamber (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz şöyle buyurmuştur: “Bu beyaz saçın rengini değiştiriniz ve siyah renkten sakınınız.”

Ebû Zer (Radiyallâhu Anh)’dan gelen bir rivayette ise: “saç ve sakalınızdaki beyazlıklar için kullanacağınız en güzel boya kınadır.”

İslam âlimlerinin geneli: saç ve sakalları boyama hakkında varid olan hadisi şeriflerin Peygamber (Sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimizin tavsiyesi olarak müstehab mendub anlamında olduğuna ittifak etmişlerdir. Saç-sakalı boyamada siyah renk ile boyamanın mekruh olduğu görüşünü benimsemişlerdir.

İmam Nevevi Sahih Müslim şerhinde söyle demiştir: “Gerek Kadı İyaz ve gerek diğer âlimler bu meseleyi iki durumu esas alarak özetlemişlerdir.

Birincisi; herhangi bir örf ve adette saç sakal boyamak benimsenmişse bu duruma muhalefet etmek meşhur olmaya sebeb olacağından bu davranışın mekruh olduğunu ileri sürmüşlerdir.

İkincisi saçı boyamanın hükmü, beyazlayan saçın görüntüsüne bağlıdır. Eğer beyazlayan saç güzel ve nezih görünüyor ise boyamamak evladır, aksine ise boyamak evladır.

Hülasa: islam uleması saç ve sakalı, kızıl veya sarı renk ile boyamanın sünnet, siyah ile boyamanın mekruh olduğunu beyan etmişlerdir.

Düşmana karşı heybetli görünmek için siyah ile boyamanın caiz, nefsini güzelleştirmek için boyamanın ise caiz olmadığını söylemişlerdir.

Erkelerin el ve ayaklarına tedavi amaçlı olarak kına yakmaları caiz, süslenmek ve güzel görünmek için kına yakmaları ise mekruhtur.

Kadınların saçlarını ellerini ve ayaklarını, sarı veya kızıl renk kına ile boyamaları, müstehap, siyah renk ile boyamaları caiz görülmemiştir.

Asrı Saadet Döneminde Sarışın Olmak

Hadis kaynaklarımızda nakledilen rivayetlere göre, Sahabe ve Tabiin efendilerimiz saç ve sakallarını genellikle sarı renk kına ile boyamayı tercih ederlermiş. Bunun sebebi ise Peygamber (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) Efendimizin sarı renkten hoşlanması ve tavsiye etmesidir.

İbni Abbas (Radıyallâhu Anh)dan gelen bir rivayet konumuza ışık tutmaktadır: “Bir gün  (saç ve sakallarını) kına ile boyamış bir adam Peygamberimize (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) uğradı. Peygamberimiz (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) onu takdir etti ve “ne güzel olmuş,” dedi. Daha sonra farklı bir kişi gelmişti, o kişi (saç ve sakallarını ) kına ve ketem (kızıla çalan bir renk) ile boyamış idi. Rasûlüllah (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem)  “bu ondan daha güzel,” buyurdular. Daha sonra başka bir kimse geldi.  O (saç ve sakallarını) sarıya boyamış idi. Bunu gören Peygamber (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz, “bu çok daha güzel olmuş,” buyurdu ve hayranlığını ifade etti.

Peygamber Efendimiz, Saç Ve Sakal-ı Şeriflerini Kına Veya Farklı Bir Boya Çeşidi İle Boyamışlar Mıdır?
Bu hususta hadîs şarihleri ihtilaf etmişler, bu ihtilaf neticesinde de üç farklı görüş ortaya çıkmıştır.

Birinci görüş: Peygamber (Sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimizin saç ve sakal-ı şerifleri henüz boyanacak derecede ağarmamış idi. Hatta zeytinyağı ile bakım yaptıkları vakit, beyazlıkları fark edilmezdi. Bu anlamdaki hadîs-i şerîfleri esas almışlar ve boyamadığına hükmetmişlerdir. İmam Tirmizî de bu görüşü benimsemektedir.

İkinci görüş: İbni Ömer (Radiyallâhu Anh)’tan gelen bir rivayeti esas almışlar ve boyadığına hükmetmişlerdir. Rivayete göre: İbni Ömer (Radiyallâhu Anh) saç ve sakalını sufra adındaki sarı boya ile boyar ve derdi ki: “Ben Rasulullah (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem)’i gördüm sakal-ı şerifini bu sufra ile boyamıştı. En çok sevdiği renk de bu idi. Hatta bununla elbisesini de boyadığı olurdu.

Üçüncü görüş: Zikri geçen hadisi şeriflerde çelişki olmadığını beyan etmek için Peygamber (Sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimiz bazı zamanlarda saç ve sakal-ı şeriflerini boyadıkları, bazı zamanlarda boyamadıklarını, ifade etmişler ve bu görüşü benimsemişlerdir.

Tirmizî Şemail-i Muhammediyye adlı eserinde konumuz ile alakalı dört hadisi şerif nakletmektedir

Ebu Rimse (Radiyallâhu Anh) anlatıyor: “Oğlum ile Peygamber (Sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimizi ziyarete gitmiştim. “Bu oğlunuz mudur ?” diye sordular. “Evet oğlumdur,” diye cevap verdim.” Peygamber (Sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimiz, “oğlun senin suçun ile sende onun suçu ile hesaba çekilmezsiniz,” buyurdular. Ebu Rimse (Radiyallâhu Anh) der ki;  o esnada Peygamber (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) Efendimizin saçlarının bir kısmına ak düşmüş olduğunu gördüm.(bu akları kına ile boyamamışlar idi.)

Tirmizi der ki: Bu hadis konumuzla alakalı en açık ve en güzel rivayettir. Çünkü sahih rivayetlere göre Peygamber (Sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimizin saç ve sakalı boyanacak derecede ağarmamış idi.

Osman ibni Mevheb anlatıyor: Ebu Hureyre’ye (Radiyallâhu Anh) “Rasûlullah (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) (saç ve sakal-ı şerifini) boyar mıydı soruldu. O da “evet” cevabını verdi.

Beşir ibni Hasasiyye (Radiyallâhu Anh) anlatıyor: Bir gün Peygamber (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) Efendimizi hane-i saadetlerinden çıkarlarken gördüm, Muhtemelen gusletmişlerdi. Çünkü mübarek saçlarını silkeleyerek kurutmaya çalışıyorlardı. Bu sırada saçlarındaki kına kalıntısını gördüm.

Sevgili Medyum Recep Kaplan Ziyaretcileri

Bu konularda detaylı bilgi almak ve Recep Kaplan ile Görüşmek için Tıklayınız...

Selam ve Dua ile Allah (c.c.) Emanet Olunuz...